Her spor dalı için altyapı,o branşın geleceğidir.Oradaki gençlere özen ve sevgi ile yaklaşmalı,onları cesaretlendirmeli ve hak ettikleri ortamları hazırlamalıyız.bir aile içinde gençlerin yetişmesi nasıl öncelikler tanınıyorsa,bu sporculara da öyle davranmak gerekir.Bunu her zaman yapabildiğimiz söylenemez,ama biz hakemler olarak elimizden geleni yapmalıyız.Alt yapı ve okul karşılaşmalarının yönetimi bazı özellikler gösterir.Öte yandan hakemliğe yeni başlayanların ilk görev aldıkları maçlar genellikle okul veya alt yapı takımlarının karşılaşmalarıdır.Alt yapı karşılaşmalarının özellikleri ve yeni hakemlerin kariyerlerinin ilk adımlarında nasıl davranmaları gerektiği konusunda bazı tavsiyelerimi aşağıda sıraladım.
Değerli Hakem Arkadaşlarım.Hakem olarak temel görevin takımlara eşit şansların tanındığı ve dürüst bir ortamı sağlamaktır.Gençlerin hakemlik kurumu hakkında ilk izlenimlerini edindikleri ortam burasıdır.Bilgili,saygılı,sevecen,güvenilir ve otoriter olmalısın.Kurallara uyğun ve önyargısız kararlarında karşılaşmanın atmosferini çok olumlu olarak etkileyebilirsin. İşin en zor tarafı altyapı oyuncularının tekniklerinin tam olarak gelişmiş olmaması ve hataların çokluğudur.Bu durumda biraz hoşgörülü davranabilirsin,çünkü her şeye düdük çalınması durumunda oyunda hakem baş role geçer.Unutma ki spor oyuncular içindir,hakemler için değil.Onlara spor yapma imkanı sağlayan biri olarak gör ve gerekmedikçe arka planda kalmayı tercih et.Adaleti eşit dağıttığından kendin eminsen yönetimin muhakkak iyi olmuştur,emin ol.
Karşılaşmalar bazen senin elinde olmadan gerilim yüklü olabilir.Veya sende diğer herkes gibi hata yaparak gerilime neden olabilirsin.Buna ek olarak tribünde kendini kontrol etmesini bilmeyenler olabilir.İşte bu gibi durumlarda sadece kuralları bilmek yeterli olmaz.Durumu tekrar kontrol altına almak ve gerilimi düşürecek zeka ve beceriyi göstermen gerekir.
Maçın alt yapı maçı olmasının gerilimin seviyesiyle hiç iğlisi yoktur..Her karşılaşma gerilim yüklüdür ve hakem olarak buna hazırlıklı olmalısın.Deneyimsiz hakemler kendilerini bu gerilime kaptırabilirler ve heyecanlı ve tepkisel davranabilirler.Unutma sahadaki herkes saçmalayabilir, veya çıkıp gidebilir.Oyun onlarsız da devam eder,ama sen karşılaşmanın spora yakışır şekilde devam edebilmesi için vazgeçilmez tek unsursun.Bunu unutma ve bizlere yakışır şekilde davranarak kontrolu tekrar sağla.
Hakemi endişelendiren maçın kontrolunu kaybetme ve hata yapma korkusudur.Bunu aşmanın temel yolu kendine güvenmektir.Takım sorumlularının ve taraftarların itirazları bazen bu güveni zorlar.Ama dayanıklı ve kararlı ol.Hakem başarılı yönettiği sürece kimse farkında bile olmaz,ama bir hata yaptığında ise herkes ayaklanır.Bir çok kişi kuralları dahi bilmez ama eleştirir.Yani zor iştir hakemlik.Her maça hazırlıklı çık.Malzemeni,salondaki donanımı,diğer hakemlerle işbirliğini organize et.Takımların ısınması sırasında oyuncuları kontrol et .Maç başlayana kadar kenarda ilgisizce birileriyle sohbet eden hakemlerden olma.Salondakiler spor yapmaya ve seyretmeye geldiler ve her şey sana emanet,lütfen bunu unutma.Tüm olaylar kontrolun altında olsun.Profesyonel ve pozitif yaklaşımlarınla baştan itibaren güven verici ve özenli bir görünüm vermeye önem ver.
Eğer bütün bunlara rağmen kendini gerilimli bir ortamın içinde bulursan maçı bırakıp gidemeyeceğine göre sakinleşmeye çalış ve kendine güveni tazelemeye çalış.Dürüst ve bilgili olduğunu hatırla Olumsuz düşünceleri aklından sil.Zor maçlara düşünce olarak hazırlan.Ne tür güç durumlar doğabileceğini düşün.Gevşemek için derin nefes al.Yavaş hareket et ve zaman kazan.Boyun ve omuz kaslarını gevşet.Sadece karşılaşmaya konsantre ol,dikkatinin dağıtılmasına izin verme. Her şeye rağmen spor güzeldir ve bizde onun önemli bir parçasıyız.Mühim olan yapılmasıdır ve bu hepimizden önemlidir.Dolayısıyla olumsuzluklara da olumlu yaklaşalım ve hep beraber sporun keyfini çıkaralım. Ömer KESİMCİ
ĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Öğretmen; öğretme işini görev edinen kişiye denir. Öğretmenlik bir meslektir. Kişinin öğretmen olabilmesi için öğretmen yetiştiren bir okulu bitirmesi gerekir. İlkokullarda öğretmen Sınıf Öğretmenidir. Sınıfın bütün derslerini aynı öğretmen okutur. Ortaokul ve Liselerde ders öğretmenliği vardır. Meslek okullarında dersler özel şekilde yetiştirilmiş meslek öğretmenleri tarafından işlenir.
Eskiden öğretmene "Muallim", öğretmen yetiştiren okula da "Muallim Mektebi" denirdi. Ülkemizde öğretmen okulu ilk kez 16 Mart 1848'de açıldı.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde eğitime ve öğretime önem verilmiyordu. Az sayıda okul vardı cumhuriyetin ilanıyla birlikte yurdumuzun her yanına yeni yeni okullar açıldı. Okul çağında olanlar bu okullarda okumaya başladı.
Atatürk, eğitimin, öğretimin yayılmasından, yaygınlaşmasından yanaydı. 1928 yılında Arap harflerinin kaldırılıp yerine bugün kullanmakta olduğumuz Türk harflerinin kabulü tüm yurtta sevinç yarattı. Halkın yeni harfleri kısa sürede öğrenip daha çok yurttaşın okur - yazar olmasını sağlamak amacıyla yoğun bir çalışma başladı. Okuma - yazmayı yaygınlaştırmak için okul çağı dışındaki yurttaşlara okuma - yazma öğreten okullar açıldı. Bunlara Millet Mektepleri adı verildi.
Atatürk, Ulus Okulları dediğimiz Millet Mektepleri'nde yazı tahtasının başına geçerek dersler verdi. Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Ata'ya Ulus Okullar Başöğretmenliği sanını verdi. 24 Kasım Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
Öğrencileri, öğretmenleri, okulu çok seven Atatürk yurt gezilerinde okullara uğrardı. Sınıflara girer, sıralara oturur, ders dinlerdi. Öğrencilere sorular sorardı. Öğretmenlerle konuşur, her yerde öğretmenliğin üstün bir meslek olduğunu anlatırdı.
Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda nasıl canla başla çalıştıklarını yakından izlemiştir. Yurdumuzun düşman tarafından paylaşıldığı sırada öğretmenler Öğüt Kurulları oluşturarak halka ulusal bağımsızlık, Ulusal Kurtuluş Savaşı düşüncelerini yayıyordu. Öğüt Kurulları dışında öğretmenler 14 eğitim kuruluşu ile birlikte Milli Kongre Cephesini kurdular. Milli Kongre Cephesi, düşmanların İzmir'i işgal ettikleri günlerde Sultanahmet Mitingini hazırladı. Bu mitingin konuşmacılarından çoğu öğretmenlerdi.
Başöğretmen Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda gösterdikleri etkinliği hep övmüştür. Atatürk yeni Türkiye'nin yaratılmasında öğretmenlere büyük görevler düştüğü inancındaydı. Çağdaş bir ulus olmamız için eğitimin yaygınlaşması gereğine inanıyordu. Bu nedenle Atatürk "Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir." Sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtmiştir.
Atatürk'ün 100. Doğum yıldönümü 1981 yılında, 24 Kasımın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı.
Öğretmenler Günü'nde öğretmenin toplum içindeki yeri, değeri belirtilir. Öğretmen sorunları dile getirilir. Öğretmenler Günü'nde; eğitime, öğretime hizmet etmiş, saygınlık kazanmış öğretmenler anılır. Gençlerin yetişmesindeki katkıları anlatılır. Mesleğe yeni giren öğretmenler 24 Kasımda Öğretmen Andı içerek göreve başlarlar.
Öğretmen; yapıcı ve yaratıcıdır. İnsan haklarına saygılıdır. Öğretmen özverili, çevreye güven ve inanç veren, içi insan sevgisiyle dolu bir kişidir. Atatürk; "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." demekle öğretmene yüklediği sorumluluğu ve değeri anlatmıştır.
Öğretmenler sevgi dağıtır. İçimizi aydınlatır. Bizi doğruya yöneltir. Bilgili kişiler olmamız için çaba gösterir. Dünyayı tanıtır. Öğretmen her alanda yeniliği, yenileşmeyi savunur. Gerçekleri anlatır. Beceri ve yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur. Kısaca analar doğurur, öğretmenler yetiştirir